Yazarken bu yazilari hala icim sizlayarak yaziyorum . Bu bilgiyi yeni ögrendim lütfeen okuyun lütfeen ..Bizim insan olmamis hayvanlari kendimize oyuncak yapma hakkini vermiyor ......... Yunus baliklarinin Gösterilerine bir daha kesinlikle gitmeme karari aldim hatta nerde olursam olayim herkeside bu konuda uyarmaya calisicagim ,biz onlari gülüyor saniyorken onlar agliyormusssssss ..
Internetten bulgudum yaziyi sizlerle paylasmak istedim , lütfeen ama lütfen okuyun biliyorum yazi uzun ama cok önemli . . . . .
Assagidaki yazi internetten alintidir
Yunuslar, inanılmaz derecede zeki ve duygulu canlılardır. Bir yunus balığını bir havuzun içine koymanın, bir insana en ağır işkenceler etmekten hiçbir farkı yoktur; çünkü yunus balıkları yaratılışları gereği, açık denizlerde yaşamaya programlanmıştır. Sınırlı bir havuz ortamında, yunus balıkları çok ağır stres altına girerler ve belirli bir süre sonra yaşadıkları ağır depresyonun etkisiyle intihar ederler.
Yunus balıkları, insanlar gibi stres altında depresyona girer. Havuz yaşamı, yunus balığı için, hücre hapsinden farksızdır. Bu ortamda, her ne kadar insanlara karşı çok büyük sevgiyle dolu olsalar da, eninde sonunda intihar ederler.
Yunuslar ve balinalar, diğer memelilerden farklı olarak kendi istekleriyle nefes alırlar. Biz insanlar, refleks olarak zorunlu bir şekilde nefes alırız. İstesek de sadece kendi irademizle nefes alışımızı durduramayız. Fakat yunuslar ve balinalar böyle değildir.
Dünyanın ilk yunus balığı terbiyecilerinden Richard O'Barry 1960'lı yıllarda çok popüler olan Flipper dizisindeki yunus balığı terbiyecesiydi. Bir sabah Flipper'da oynayan yunus balıklarından birisi, Cathy, Richard'ın kollarının arasına girerek onunla kucaklaşır. Gözlerinin içine bakar. Sonra nefes deliğini kapatarak, suya dalar ve intihar eder. Richard O'Barry bu olaydan sonra, havuzdaki tüm yunusları serbest bırakır ve hayatını yunusların gösterilerde kullanılmasına karşı eylemler düzenlemeye adar.
Gösteri havuzlarında sınırlanmış yunus balıklarının intihar etmelerine neden olan şey, yaşadıkları strestir. Bu stresin nedeni, mekanın sınırlılığıdır. Yunus balıkları vahşi doğada sürekli hareket ederler. Akustik hayvanlardır. Bu onların en önemli duyu aletidir. İnsanlığın ürettiği en iyi sonar aleti bile, yunus balıklarındaki sonarlarla kıyaslanınca bir oyuncaktan farksız kalır. Denizin içindeyken, yunus balıkları sonarlarıyla sizin içinizi görürler. Kalbinizin atışını duyarlar, kemiklerinizi görebilirler, hamile bir kadını karnındaki bebeği görürler... Sadece ses yoluyla çok büyük miktarda bilgi toplarlar.
ABD Baltimore'daki ulusal akvaryum ilk açıldığında, yunus balıkları her gün sürekli olarak ölüyordu. Canlı tutamıyorlardı. Nedeni, su filtreleme sisteminin yaptığı gürültüydü. Bu gürültü, çok yüksek strese neden oluyordu. Stres de onları öldürüyordu.
İnsanlar, yunus balıklarının gülümser şeklindeki yüz hatlarından dolayı, onların her zaman mutlu olduğunu zanneder. Fakat bu gülümseme şekli, onların yüz hatlarının doğal halidir. Acı çekseler de gülümseme şekli durur.
The Cove (Koy) adlı belgeselde, yunus balıkları gösteri merkezlerinde yaşadıkları stres ve tutsaklık anlatılıyor. Lütfen, bu konuda çevrenizdeki insanlarda duyarlılık oluşması için çalışın.
Internetten bulgudum yaziyi sizlerle paylasmak istedim , lütfeen ama lütfen okuyun biliyorum yazi uzun ama cok önemli . . . . .
Assagidaki yazi internetten alintidir
Yunuslar, inanılmaz derecede zeki ve duygulu canlılardır. Bir yunus balığını bir havuzun içine koymanın, bir insana en ağır işkenceler etmekten hiçbir farkı yoktur; çünkü yunus balıkları yaratılışları gereği, açık denizlerde yaşamaya programlanmıştır. Sınırlı bir havuz ortamında, yunus balıkları çok ağır stres altına girerler ve belirli bir süre sonra yaşadıkları ağır depresyonun etkisiyle intihar ederler.
Yunus balıkları, insanlar gibi stres altında depresyona girer. Havuz yaşamı, yunus balığı için, hücre hapsinden farksızdır. Bu ortamda, her ne kadar insanlara karşı çok büyük sevgiyle dolu olsalar da, eninde sonunda intihar ederler.
Yunuslar ve balinalar, diğer memelilerden farklı olarak kendi istekleriyle nefes alırlar. Biz insanlar, refleks olarak zorunlu bir şekilde nefes alırız. İstesek de sadece kendi irademizle nefes alışımızı durduramayız. Fakat yunuslar ve balinalar böyle değildir.
Dünyanın ilk yunus balığı terbiyecilerinden Richard O'Barry 1960'lı yıllarda çok popüler olan Flipper dizisindeki yunus balığı terbiyecesiydi. Bir sabah Flipper'da oynayan yunus balıklarından birisi, Cathy, Richard'ın kollarının arasına girerek onunla kucaklaşır. Gözlerinin içine bakar. Sonra nefes deliğini kapatarak, suya dalar ve intihar eder. Richard O'Barry bu olaydan sonra, havuzdaki tüm yunusları serbest bırakır ve hayatını yunusların gösterilerde kullanılmasına karşı eylemler düzenlemeye adar.
Gösteri havuzlarında sınırlanmış yunus balıklarının intihar etmelerine neden olan şey, yaşadıkları strestir. Bu stresin nedeni, mekanın sınırlılığıdır. Yunus balıkları vahşi doğada sürekli hareket ederler. Akustik hayvanlardır. Bu onların en önemli duyu aletidir. İnsanlığın ürettiği en iyi sonar aleti bile, yunus balıklarındaki sonarlarla kıyaslanınca bir oyuncaktan farksız kalır. Denizin içindeyken, yunus balıkları sonarlarıyla sizin içinizi görürler. Kalbinizin atışını duyarlar, kemiklerinizi görebilirler, hamile bir kadını karnındaki bebeği görürler... Sadece ses yoluyla çok büyük miktarda bilgi toplarlar.
ABD Baltimore'daki ulusal akvaryum ilk açıldığında, yunus balıkları her gün sürekli olarak ölüyordu. Canlı tutamıyorlardı. Nedeni, su filtreleme sisteminin yaptığı gürültüydü. Bu gürültü, çok yüksek strese neden oluyordu. Stres de onları öldürüyordu.
İnsanlar, yunus balıklarının gülümser şeklindeki yüz hatlarından dolayı, onların her zaman mutlu olduğunu zanneder. Fakat bu gülümseme şekli, onların yüz hatlarının doğal halidir. Acı çekseler de gülümseme şekli durur.
The Cove (Koy) adlı belgeselde, yunus balıkları gösteri merkezlerinde yaşadıkları stres ve tutsaklık anlatılıyor. Lütfen, bu konuda çevrenizdeki insanlarda duyarlılık oluşması için çalışın.
Keine Kommentare:
Kommentar veröffentlichen